Pankreas Kanseri İle İlgili Önemli Bilgiler

Pankreas Kanseri İle İlgili Önemli Bilgiler Karın kısmının en arka kısmında bulunan pankreas yaklaşık olarak 15 cm uzunluğunda, sindirim için gerekli olan enzimleri üreten sünger kıvamında bir yapıdır. Bununla birlikte; baş kısım on iki parmak bağırsağı, kuyruk kısmı da dalak ile komşudur. Pek çok çeşit hormon ve enzimleri salgılamak görevini üstlenen pankreas,  aynı zamanda kan şekerinin düzenlenmesi için gerekli olan hormonları da üretmektedir. Yani glukozun kanda bulunması gereken oranlarda olmasını sağlamaktadır.  Pankreası meydana getiren hücrelerin fonksiyonlarını yitirerek kontrolsüz bir şekilde çoğalması ve bu sayede bir tümör haline gelmesine pankreas kanseri adı verilmektedir. Vücutta birçok önemli görevi olan pankreasta meydana gelebilecek en küçük hasarda, bütün vücut olumsuz etkilenmektedir.

Pankreas Kanseri Nedir?

Pankreasın bir kısmında kötü huylu kitleler çoğalma eğilimi göstermektedir. Bu durum pankreas kanseri olarak tanımlanır. Pankreasta meydana gelen kanserler, bu organın bütün bölgelerinde oluşabilmekte ve en sık baş kısmında ortaya çıkmaktadır. Pankreas kanseri çeşitleri arasında en fazla rastlananı adenokanserdir. Adenokanser bu süreçte çevre dokulara metastaz yapabilmektedir.

Pankreas Kanseri Belirtileri Nelerdir?

Başlangıç evrelerinde hastalığın belirtilerinin anlaşılması zor olmaktadır. Ancak ilerleyen evrelerde hastalığın belirtileri; karın ağrısı, kilo kaybı, mide bulantısı, sarılık, sindirim zorluğu, sırt kısmında ağrı, yorgunluk, ishal, dışkı renginin cam macunu gibi olması, birden bire ortaya çıkan şeker hastalığı, depresyon, solgunluk gibi semptomlardır. İştah kaybı ile birlikte görülen yetersiz beslenme beraberinde hızlı kilo kaybına yol açmaktadır. Erken evrelerde ortaya çıkan ve sık görülen belirtilerden biri de sarılıktır. İlk başlarda gözlerde fark edilen sarılık, sonrasında deri de sararma, idrar renginin koyu renk haline gelmesi gibi durumlar gözlemlenir.

Pankreas Kanseri Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Tedavi için ilk uygulanacak yöntem tümörün doktorlar tarafından çıkarılması olacaktır. Ameliyatın ardından kemoterapi ve radyoterapi hastalar tarafından ihtiyaç duyulmaktadır. Ancak tümörün ilerlemiş evrelerinde yani cerrahi müdahale ile tümörün çıkarılmasının mümkün olmadığı hastalığın ileri evrelerinde kemo-radyoterapi yöntemleri ile kitle boyutunda küçülme sağlanabilmekte bu durum tedavide başarı şansını arttırmaktadır. MR – LINAC gibi medikal teknolojiler sayesinde tedavi esnasında hareketli organlardaki tümörler dahi yüksek oranlarda isabet ile ışınlanmakta bu sayede yok edilmektedir. Tümör ışınlandığı esnada çevresindeki sağlıklı dokular önem derecesinde korunmaktadır. Hastalığın karaciğer gibi uzaktaki organlara yayıldığı durumlarda uygulanan yöntem ise kemoterapidir. Tedavi gören hastalar ortalama 3 yıl gibi bir süre içinde tekrardan bu hastalığa yakalanma ihtimali bulunmaktadır. Aynı zamanda uzun zaman dilimi içerisinde başarı oranının artması, etkin kemoterapi ajanlarının kullanılması ile mümkün olacağı uzmanlar tarafından düşünülmektedir.